Yumurtalık Alınınca Regl Olunur Mu ?

Ilayda

New member
Yumurtalık Alınınca Regl Olunur Mu? Beden, Toplum ve Adalet Üzerine Bir Bakış

Merhaba forumdaşlar! Bugün, hassas ve aynı zamanda merak uyandırıcı bir konuyu sizlerle konuşmak istiyorum: Yumurtalık alındığında regl devam eder mi? Bu sadece biyolojik bir soru değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi alanlarda bizi düşünmeye davet eden bir mesele. Sağlıkla ilgili teknik bilgiler kadar, bu süreci yaşayan insanların duygusal ve sosyal deneyimlerini anlamak da önemli. Gelin birlikte, hem veriler hem de insan hikâyeleri ışığında bu konuyu tartışalım.

Tıbbi Gerçekler: Yumurtalık ve Regl İlişkisi

Öncelikle biyolojik gerçekleri netleştirelim. Regl döngüsü, yumurtalıkların her ay yumurta üretmesi ve rahim iç tabakasının bu döngüye yanıt vermesiyle oluşur. Eğer tek bir yumurtalık alınırsa (ünilateral ooferektomi), diğer yumurtalık fonksiyon göstermeye devam eder ve regl genellikle devam eder. Ancak her iki yumurtalık alındığında (bilateral ooferektomi), vücutta östrojen ve progesteron üretimi durur, yumurtlama olmaz ve regl sona erer.

Bu süreç genellikle “cerrahi menopoz” olarak adlandırılır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 40 yaş altı kadınların yaklaşık %1’inde erken yaşta yumurtalık kaybı veya alınması söz konusudur. Bu oran az gibi görünse de, etkilenenlerin yaşamında büyük değişikliklere yol açar.

Toplumsal Cinsiyet ve Empati Odaklı Bakış

Kadın perspektifinden bakıldığında, yumurtalık kaybı yalnızca biyolojik bir durum değil; aynı zamanda kadınlık deneyiminin, beden algısının ve toplumsal beklentilerin yeniden sorgulandığı bir süreçtir. Regl, kültürel ve toplumsal bağlamlarda çoğu zaman “kadınlığın bir işareti” olarak görülür. Yumurtalık alınmasıyla regl sona erdiğinde, bazı kadınlar toplumsal baskı veya “eksiklik” duygusuyla yüzleşebilir.

Bir forumdaşın hikâyesini hayal edin: Yumurtalıkları alındıktan sonra regl olmamaya başlayan genç bir kadın, çevresinden “Artık kadınlığın yarım kaldı mı?” gibi duyarsız sorular alabiliyor. Bu tür ifadeler, biyolojik bir durumu kişisel bir kimlik sorgulamasına dönüştürüyor. Kadınların empati odaklı bakış açısı, bu süreçte en çok ihtiyaç duyulan şey oluyor: “Sen hâlâ sensin, bedenindeki değişiklik seni eksiltmiyor.”

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Analitik Yaklaşımı

Erkek bakış açısında ise genellikle çözüm arayışı ve analitik yön baskın olur. “Regl biter mi, hormon tedavisiyle devam eder mi, yaşam kalitesi nasıl korunur?” gibi sorular ön plana çıkar. Erkekler çoğunlukla sürecin pratik yönüne odaklanır: medikal çözümler, hormon takviyeleri, yaşam tarzı düzenlemeleri… Bu bakış açısı, kadınların yaşadığı duygusal yükle birleştiğinde, sürecin hem biyolojik hem sosyal boyutları dengelenebilir.

Örneğin, bir eşin ya da erkek arkadaşın yaklaşımı şöyle olabilir: “Hormon replasman tedavisi seni rahatlatabilir, birlikte araştırma yapalım.” Bu, empatiyle birleştiğinde destekleyici bir partnerlik örneği olur.

Çeşitlilik Perspektifi: Herkesin Deneyimi Farklı

Unutmamak gerekir ki, yumurtalık alınması yalnızca kadınları ilgilendiren bir konu değildir. Trans erkekler, non-binary bireyler veya interseks kişiler de bu süreçten geçebilir. Onların deneyimleri, hem tıbbi hem de toplumsal açıdan farklı katmanlar içerir.

Bir trans erkek için yumurtalık alınması, bedeniyle daha uyumlu bir yaşamın kapısını açabilir. Ancak toplumdaki önyargılar ve yanlış anlamalar, bu süreci zorlaştırabilir. Sosyal adalet perspektifiyle bakıldığında, herkesin deneyiminin eşit derecede geçerli ve saygıdeğer olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Sosyal Adalet ve Toplumsal Destek

Yumurtalık alınması sonrası regl olmamak, aslında biyolojik olarak anlaşılabilir bir süreçtir. Fakat mesele, bunun toplumsal yansımalarıdır. İnsanlar hâlâ bedenleri üzerinden tanımlanıyor, kadınlık ya da erkeklik “regl oluyor musun?” sorusuna indirgenebiliyor. Bu da hem sağlık alanında hem de günlük yaşamda ayrımcılığa yol açabiliyor.

Toplumsal adalet açısından, regl olsun ya da olmasın, herkesin bedeninin ve kimliğinin aynı ölçüde değerli olduğunu savunmak önemlidir. Bu, hem sağlık sisteminde hem de toplumda eşitlik için bir adımdır.

Forumdaşlar, Sizin Düşünceleriniz Ne?

Şimdi sözü size bırakmak istiyorum. Sizce regl olmayı, kadınlık veya toplumsal cinsiyet kimliğiyle bu kadar sıkı sıkıya bağlamak doğru mu? Yumurtalık alındığında regl olmamanın biyolojik gerçeği kadar, toplumsal etkileri de önemli mi? Erkeklerin analitik, kadınların ise empati odaklı yaklaşımları bu süreçte nasıl birbirini tamamlayabilir?

Daha da önemlisi, trans ve non-binary bireylerin bu süreçte yaşadığı deneyimler toplumda nasıl daha görünür ve desteklenir hale gelebilir?

Forumda bu konuyu farklı bakış açılarıyla tartışmak, sadece biyolojik bir merakı gidermekle kalmaz; aynı zamanda toplumsal duyarlılığı ve empatiyi de artırır. Sizlerin katkıları, bu tartışmayı daha da değerli hale getirecektir.

---

Kelime sayısı: 856