Ürdün Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya bakılırsa, Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
toplantıda ikilinin, İsrail polisinin sabah Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskının, Filistinlilerin faydalanması ve gözaltına alınmasının, gerginliği tehlikeli bir biçimde tırmandıracağına ve olayları patlama düzeyine getirebileceğine işaret ederek, yaşanan ihlallerin sorumluluğunun İsrail’e ilişkin olduğuna vurgu yaptıkları kaydedildi.
İsrail’in Mescid-i Aksa’da gayri yasal ve provoke eden uygulamalarının tümünün durması, insanların ibadet hakkına hürmet gösterilmesi gerektiğini vurgulayan iki yetkilinin, Mescid-i Aksa’daki tansiyonun “kapsamlı sükuneti korumak için gösterilen tüm gayretleri baltaladığına” dikkat çektikleri söz edildi.
Aksa’da olaylı sabah
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’nın avlusunda toplanan gençlerin sabah namazından daha sonra İsrail polisine taş atması üzerine olaylar çıkmıştı.
Aksa’nın avlusuna baskın düzenleyen İsrail polisi, kauçuk kaplı mermi ve ses bombası kullanarak gençlere müdahale ederken, Harem-i Şerif‘te bulunan tüm cemaati de güç kullanarak dışarı çıkarmıştı.
ondan sonrasında geri çekilen ve cemaatin içeri girmesine müsaade veren İsrail polisi, gençlerin bir daha taş atmaya başlaması üzerine tekrar avluya girmişti.
Cemaati darbederek dışarı çıkardıktan daha sonra gençlerin bulunduğu Kıble Mescidi’ne yönelen İsrail polisi güç kullanarak mescidin içine girmişti.
İsrail polisinin, Aksa ortasındaki Kıble Mescidi’ne girdiğini ve buradaki Filistinlileri yere yatırarak gözaltına aldığını gösteren imgeler toplumsal medyada paylaşılmıştı.
İsrail polisi, Harem-i Şerif’te çıkan hadiselerde yüzlerce kişiyi gözaltına almış, en az 152 kişi yaralanmıştı.
toplantıda ikilinin, İsrail polisinin sabah Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskının, Filistinlilerin faydalanması ve gözaltına alınmasının, gerginliği tehlikeli bir biçimde tırmandıracağına ve olayları patlama düzeyine getirebileceğine işaret ederek, yaşanan ihlallerin sorumluluğunun İsrail’e ilişkin olduğuna vurgu yaptıkları kaydedildi.
İsrail’in Mescid-i Aksa’da gayri yasal ve provoke eden uygulamalarının tümünün durması, insanların ibadet hakkına hürmet gösterilmesi gerektiğini vurgulayan iki yetkilinin, Mescid-i Aksa’daki tansiyonun “kapsamlı sükuneti korumak için gösterilen tüm gayretleri baltaladığına” dikkat çektikleri söz edildi.
Aksa’da olaylı sabah
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’nın avlusunda toplanan gençlerin sabah namazından daha sonra İsrail polisine taş atması üzerine olaylar çıkmıştı.
Aksa’nın avlusuna baskın düzenleyen İsrail polisi, kauçuk kaplı mermi ve ses bombası kullanarak gençlere müdahale ederken, Harem-i Şerif‘te bulunan tüm cemaati de güç kullanarak dışarı çıkarmıştı.
ondan sonrasında geri çekilen ve cemaatin içeri girmesine müsaade veren İsrail polisi, gençlerin bir daha taş atmaya başlaması üzerine tekrar avluya girmişti.
Cemaati darbederek dışarı çıkardıktan daha sonra gençlerin bulunduğu Kıble Mescidi’ne yönelen İsrail polisi güç kullanarak mescidin içine girmişti.
İsrail polisinin, Aksa ortasındaki Kıble Mescidi’ne girdiğini ve buradaki Filistinlileri yere yatırarak gözaltına aldığını gösteren imgeler toplumsal medyada paylaşılmıştı.
İsrail polisi, Harem-i Şerif’te çıkan hadiselerde yüzlerce kişiyi gözaltına almış, en az 152 kişi yaralanmıştı.