Ürdün Kraliyet Divanından yapılan yazılı açıklamaya bakılırsa, Kral Abdullah, başşehir Amman’da Netanyahu’yu kabul etti.
İki ülke içindeki bağların ele alındığı toplantıda, Filistinlilerin bölgesel ve ekonomik projelerden yararlanmasının imkanları konuşuldu.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’nın tarihi ve türel pozisyonuna hürmet duyulması gerektiğini hatırlatan Kral Abdullah, siyasi barış sürecinin önünü açmak için şiddet aksiyonlarının durması ve sükunete bağlılığın gerekliliğine dikkati çekti.
Barış fırsatını baltalayacak her türlü hareketten uzak durulması gerektiğinin altını çizen Abdullah, Ürdün’ün iki devletli tahlille başşehri Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına bağlılığını vurguladı.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun birlikteindeki heyetle gerçekleştirdiği görüşmeye, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve İstihbarat Dairesi Lideri Tümgeneral Ahmed Husni de katıldı.
İsrail hükümetinin basın ofisinden yapılan açıklamadaysa iki başkanın “bölgesel problemler, İsrail-Ürdün içinde bölgesel istikrara katkı sağlayan bilhassa stratejik, güvenlik ve ekonomik işbirliğini ele aldığı” paylaşıldı.
İsrail basını, Netanyahu’nun sürpriz Ürdün ziyaretinin iki ülke içindeki alakaların gergin olduğu bir devirde gerçekleştiğine dikkati çekti.
Ben-Gvir’in provokatif Aksa baskını
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün içinde 26 Ekim 1994’te imzalanan barış muahedesine nazaran Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar Yönetiminin himayesinde bulunuyor.
Netanyahu hükümetindeki çok sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in 3 Ocak’ta İsrail polisinin ağır muhafazası altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi iki ülke içinde tansiyonu tırmandırmıştı.
Bunun akabinde Ürdün’ün Tel Aviv Büyükelçisi Gassan el-Mecali’nin Mescid-i Aksa’ya girişinin İsrail polisi tarafınca engellenmesi tansiyonu daha da yükseltmişti.
Ürdün hükümeti, reaksiyonunu iletmek üzere İsrail’in Amman Büyükelçisi Eitan Sorkis’i Dışişleri Bakanlığına çağırarak, protesto notası vermişti. Mecali, İsrail polisinin mahzurundan 3 saat daha sonra Mescid-i Aksa’ya girmişti.
İki ülke içindeki bağların ele alındığı toplantıda, Filistinlilerin bölgesel ve ekonomik projelerden yararlanmasının imkanları konuşuldu.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’nın tarihi ve türel pozisyonuna hürmet duyulması gerektiğini hatırlatan Kral Abdullah, siyasi barış sürecinin önünü açmak için şiddet aksiyonlarının durması ve sükunete bağlılığın gerekliliğine dikkati çekti.
Barış fırsatını baltalayacak her türlü hareketten uzak durulması gerektiğinin altını çizen Abdullah, Ürdün’ün iki devletli tahlille başşehri Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına bağlılığını vurguladı.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun birlikteindeki heyetle gerçekleştirdiği görüşmeye, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve İstihbarat Dairesi Lideri Tümgeneral Ahmed Husni de katıldı.
İsrail hükümetinin basın ofisinden yapılan açıklamadaysa iki başkanın “bölgesel problemler, İsrail-Ürdün içinde bölgesel istikrara katkı sağlayan bilhassa stratejik, güvenlik ve ekonomik işbirliğini ele aldığı” paylaşıldı.
İsrail basını, Netanyahu’nun sürpriz Ürdün ziyaretinin iki ülke içindeki alakaların gergin olduğu bir devirde gerçekleştiğine dikkati çekti.
Ben-Gvir’in provokatif Aksa baskını
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün içinde 26 Ekim 1994’te imzalanan barış muahedesine nazaran Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar Yönetiminin himayesinde bulunuyor.
Netanyahu hükümetindeki çok sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in 3 Ocak’ta İsrail polisinin ağır muhafazası altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi iki ülke içinde tansiyonu tırmandırmıştı.
Bunun akabinde Ürdün’ün Tel Aviv Büyükelçisi Gassan el-Mecali’nin Mescid-i Aksa’ya girişinin İsrail polisi tarafınca engellenmesi tansiyonu daha da yükseltmişti.
Ürdün hükümeti, reaksiyonunu iletmek üzere İsrail’in Amman Büyükelçisi Eitan Sorkis’i Dışişleri Bakanlığına çağırarak, protesto notası vermişti. Mecali, İsrail polisinin mahzurundan 3 saat daha sonra Mescid-i Aksa’ya girmişti.