Spor Toto Muhteşem Lig gruplarından Fenerbahçe’de Altay Bayındır’ın eski kaleci antrenörü Michael Kraft, yetenekli eldivenin son devirde yaşadığı formsuzluğa ait açıklamalarda bulundu.
Beyaz TV’ye konuşan Michael Kraft, Altay Bayındır’a vaktinde gelen teklifleri deklare etti ve sarı lacivertli kulübün bu vakitte yapmaması gereken hamleyi anlattı.
“DİZLERİMDEN SAKATIM. KALECİ ANTRENÖRLÜĞÜ YAPMAYACAĞIM”
Altay’ı takip ediyorum. tıpkı vakitte yakından takip ediyorum. Altay, fazlaca hassas, fazlaca özel ve fazlaca farklı bir kaleci. Bana da esasen toplumsal medya üzerinden soruyorlar. “Sen olsan bu durumda olmazdı” diyorlar. “Altay’ı bir daha eski halinde döndürebilir misin?” hocam diyorlar. Lakin şunu belirteyim, Türkiye’ye dönme üzere niyetim yok. Geçtiğimiz Nisan ayından beri dizlerimden sakatım. Kaleci antrenörlüğü de yapmayacağım lakin eski oyuncularımı takipte kalacağım.
“ALTAY ÇOK ÂLÂ KALECİ LAKİN ONA KİMİ konularda İKAZLARIM VARDI”
Refleksleri epeyce güzel. Çizgi üzerinde epeyce güzel. Güzel bir kaleci olacağı aşikardı aslına bakarsanız. Bendilk evvel de düzgündü. Bizimle birlikte kendi çalışması ve bizim yaptıklarımızla daha yeterli düzeye geldi. Fakat benim Altay’a ihtarım daima şu oldu: “Sürekliliği yoktu. İstikrarlı değildi. kimi vakit konsantre olamıyordu. Ona daima derdim ki, ‘Kaleci oyun kurtarır. Daima bunu yaşa” İstikrar olarak 4-5 maç üst üste hiç uygun olmadı. Altay’ın yediği gollere bakın. Bilhassa birebir kaldığı konumlarda daima yere yatıyordu. Ben gelmedilk evvel de, ben geldikten daha sonra daima ayakta kalmasını istedim. Rakip ile karşı karşıya kaldığında “Sen onu korkut. Sen ayakta kal.” dedim
“ALTAY’I BUNDESLİGA’DAN İSTEDİLER”
Ben Fenerbahçe’de Altay ile çalışırken, Bundesliga’nın en kıymetli ekiplerinden birisi Altay’ı almak istedi. Beni aradılar. Bana sordular. Lidere ilettim. Lider da bana sordu. Hatta öteki yerlerden de teklifler varmış. Premier Lig ve Bundesliga’dan birkaç ekip daha Altay için kulübü aramışlar. Lider da bana sorduğunda “1 yıl daha burada kalmalı. 1 sene daha sonra epeyce daha güzel bir biçimde onu Fenerbahçe’ye daha epey para kazandıracak biçimde vermekten yana olduğumu söylemiş oldum.”
“ALTAY BİRKAÇ GOL YİYİNCE ÖZGÜVENİNİ KAYBEDERDİ”
“Ben kimseyi eleştirmem lakin Altay, özel olarak ilgilenilecek bir oyuncu. Çok hassas bir oyuncu. Kendisi mental olarak âlâ yaşıyordu. Kalecilik sinsir bir meslek. Şu an formsuz evet. Ben onun özgüvenini yerine getirmiştim. Evvelce birkaç gol yiyince özgüveni yitirirdi. Onunla bunu çalışırdık. Temel sorun şu, burada ne teknik adam, ne ekip arkadaşları, ne de yöneticiler. Kaleciye en yakın ismin kendisi ve kaleci antrenörü olması lazım. Kaleci kendisine inanacak. İdmanlara ve maçlara çıakrken başını ve kalbini boşalatacak. Biz onun başını ve kalbini boşaltıyorduk. Tıpkı başka en uygun çalıştığım kalecilere yaptığım üzere.
“ALMANYA’DAKİ KALECİLER DAHİL ALTAY, ÇALIŞTIĞIM EN UYGUN KALECİ”
Altay, benim çalıştığım Almanya’daki kaleciler dahil en uygun kaleci. Bir kez bunu ona ve ona inananlara inadırmak isterim. bu biçimdesine uzun uzunluklu bir kalecinin öteki uzun uzunluklu kalecilerden, onlarda olmayan epeyce büyük özellikleri var. Altay, eksiklerine karşın dünyanın en güzel kalecilerinden biri olmaya aday.”
“TRANSFER YAPILIRSA ALTAY’I KAYBEDERİZ”
Transfer muhakkak koşul değil. Altay’ı kaybederiz. Mutlaka transfere muhtaçlık yok. Altay’ın kalitesi ortada. Hayatta da bu biçimde değil midir? Bir insan kalitesini ve yeteneğini asla kaybetmez. Yabancı kaleci gelince o da baskı hissetmeyecek mi? Yanlışlı goller yemeyecek mi? Motivasyon eksikliği yaşamayacak mı? Boşu boşuna para haranacak. Buradan Fenerbahçe taraftarına esleniyorum. Altay’ın tek bir şeye muhtaçlığı var ve bunu birinci maçta yapın. “Arkandayız” diye pankart asın. Bir söz hayli şeyi değiştirir.
Okumaya devam et...
Beyaz TV’ye konuşan Michael Kraft, Altay Bayındır’a vaktinde gelen teklifleri deklare etti ve sarı lacivertli kulübün bu vakitte yapmaması gereken hamleyi anlattı.
“DİZLERİMDEN SAKATIM. KALECİ ANTRENÖRLÜĞÜ YAPMAYACAĞIM”
Altay’ı takip ediyorum. tıpkı vakitte yakından takip ediyorum. Altay, fazlaca hassas, fazlaca özel ve fazlaca farklı bir kaleci. Bana da esasen toplumsal medya üzerinden soruyorlar. “Sen olsan bu durumda olmazdı” diyorlar. “Altay’ı bir daha eski halinde döndürebilir misin?” hocam diyorlar. Lakin şunu belirteyim, Türkiye’ye dönme üzere niyetim yok. Geçtiğimiz Nisan ayından beri dizlerimden sakatım. Kaleci antrenörlüğü de yapmayacağım lakin eski oyuncularımı takipte kalacağım.
“ALTAY ÇOK ÂLÂ KALECİ LAKİN ONA KİMİ konularda İKAZLARIM VARDI”
Refleksleri epeyce güzel. Çizgi üzerinde epeyce güzel. Güzel bir kaleci olacağı aşikardı aslına bakarsanız. Bendilk evvel de düzgündü. Bizimle birlikte kendi çalışması ve bizim yaptıklarımızla daha yeterli düzeye geldi. Fakat benim Altay’a ihtarım daima şu oldu: “Sürekliliği yoktu. İstikrarlı değildi. kimi vakit konsantre olamıyordu. Ona daima derdim ki, ‘Kaleci oyun kurtarır. Daima bunu yaşa” İstikrar olarak 4-5 maç üst üste hiç uygun olmadı. Altay’ın yediği gollere bakın. Bilhassa birebir kaldığı konumlarda daima yere yatıyordu. Ben gelmedilk evvel de, ben geldikten daha sonra daima ayakta kalmasını istedim. Rakip ile karşı karşıya kaldığında “Sen onu korkut. Sen ayakta kal.” dedim
“ALTAY’I BUNDESLİGA’DAN İSTEDİLER”
Ben Fenerbahçe’de Altay ile çalışırken, Bundesliga’nın en kıymetli ekiplerinden birisi Altay’ı almak istedi. Beni aradılar. Bana sordular. Lidere ilettim. Lider da bana sordu. Hatta öteki yerlerden de teklifler varmış. Premier Lig ve Bundesliga’dan birkaç ekip daha Altay için kulübü aramışlar. Lider da bana sorduğunda “1 yıl daha burada kalmalı. 1 sene daha sonra epeyce daha güzel bir biçimde onu Fenerbahçe’ye daha epey para kazandıracak biçimde vermekten yana olduğumu söylemiş oldum.”
“ALTAY BİRKAÇ GOL YİYİNCE ÖZGÜVENİNİ KAYBEDERDİ”
“Ben kimseyi eleştirmem lakin Altay, özel olarak ilgilenilecek bir oyuncu. Çok hassas bir oyuncu. Kendisi mental olarak âlâ yaşıyordu. Kalecilik sinsir bir meslek. Şu an formsuz evet. Ben onun özgüvenini yerine getirmiştim. Evvelce birkaç gol yiyince özgüveni yitirirdi. Onunla bunu çalışırdık. Temel sorun şu, burada ne teknik adam, ne ekip arkadaşları, ne de yöneticiler. Kaleciye en yakın ismin kendisi ve kaleci antrenörü olması lazım. Kaleci kendisine inanacak. İdmanlara ve maçlara çıakrken başını ve kalbini boşalatacak. Biz onun başını ve kalbini boşaltıyorduk. Tıpkı başka en uygun çalıştığım kalecilere yaptığım üzere.
“ALMANYA’DAKİ KALECİLER DAHİL ALTAY, ÇALIŞTIĞIM EN UYGUN KALECİ”
Altay, benim çalıştığım Almanya’daki kaleciler dahil en uygun kaleci. Bir kez bunu ona ve ona inananlara inadırmak isterim. bu biçimdesine uzun uzunluklu bir kalecinin öteki uzun uzunluklu kalecilerden, onlarda olmayan epeyce büyük özellikleri var. Altay, eksiklerine karşın dünyanın en güzel kalecilerinden biri olmaya aday.”
“TRANSFER YAPILIRSA ALTAY’I KAYBEDERİZ”
Transfer muhakkak koşul değil. Altay’ı kaybederiz. Mutlaka transfere muhtaçlık yok. Altay’ın kalitesi ortada. Hayatta da bu biçimde değil midir? Bir insan kalitesini ve yeteneğini asla kaybetmez. Yabancı kaleci gelince o da baskı hissetmeyecek mi? Yanlışlı goller yemeyecek mi? Motivasyon eksikliği yaşamayacak mı? Boşu boşuna para haranacak. Buradan Fenerbahçe taraftarına esleniyorum. Altay’ın tek bir şeye muhtaçlığı var ve bunu birinci maçta yapın. “Arkandayız” diye pankart asın. Bir söz hayli şeyi değiştirir.
Okumaya devam et...