Büyük Buhran Nedir?
Büyük Buhran, 1929'dan 1930'lara kadar süren ve tarihin en kötü ekonomik çöküşlerinden biri olarak kabul edilen bir dönemdir. Bu dönem, ABD'deki hisse senedi piyasasının çöküşüyle başladı ve dünya çapında ekonomik krize yol açtı. Büyük Buhran, işsizlik oranlarının artması, üretimin düşmesi, banka iflasları ve genel ekonomik belirsizlik gibi pek çok olumsuz etkiye sahipti.
Büyük Buhran, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen ekonomik durgunluk dönemini takip etti. 1920'ler boyunca, Amerika Birleşik Devletleri'nde ekonomi hızla büyüdü ve hisse senedi fiyatları hızla arttı. Ancak, bu büyüme ve refah dönemi, dengesizliklere ve spekülasyona dayanıyordu. 1929'da, 24 Ekim'de, "Kara Perşembe" olarak bilinen olayla, New York Borsası'nda hisse senedi fiyatları çakıldı. Bu, Büyük Buhran'ın resmi başlangıcı olarak kabul edilir.
Büyük Buhran, sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı etkiledi. ABD'deki ekonomik çöküş, diğer ülkelerle ticaret yapmayı da olumsuz etkiledi ve dünya çapında işsizlik oranlarının artmasına neden oldu. Büyük Buhran'ın etkileri, ekonomik sistemdeki çöküşün yanı sıra sosyal ve politik alanlarda da hissedildi. Bu dönemde işsizlik, yoksulluk ve çaresizlik arttı ve bu da toplumlar arasında gerilimlere ve çatışmalara yol açtı.
Büyük Buhran Ne Kadar Sürdü?
Büyük Buhran, resmi olarak 1929'da başlasa da etkileri uzun süre devam etti. Buhran, 1930'ların ortalarına kadar sürdü ve bazı ülkeler için 1940'lara kadar devam etti. Bu dönem boyunca, dünya çapındaki ekonomilerin toparlanması zaman aldı ve bu süre zarfında birçok ülke çeşitli ekonomik ve politik politikaları denedi.
Büyük Buhran'ın ABD'deki etkileri özellikle derindi. İşsizlik oranları %25'e kadar çıktı ve binlerce banka iflas etti. Başkan Franklin D. Roosevelt'in Yeni Anlaşma olarak bilinen reform programıyla başlatılan bir dizi ekonomik müdahale ve sosyal reform, ekonominin toparlanmasına yardımcı oldu ve ABD'yi Büyük Buhran'ın etkilerinden kurtardı. Ancak, toparlanma süreci uzun sürdü ve ABD ekonomisi 1930'ların sonlarına kadar tam olarak iyileşmedi.
Diğer ülkelerde de Büyük Buhran'ın etkileri uzun süre hissedildi. Bazı ülkeler, korumacı ticaret politikaları benimseyerek ekonomilerini korumaya çalıştılar, ancak bu politikalar uluslararası ticareti daralttı ve küresel ekonomik toparlanmayı engelledi. Diğerleri, kamu harcamalarını artırarak ve sosyal reformlar yaparak ekonomik toparlanma sürecini hızlandırmaya çalıştılar.
Büyük Buhran'ın etkileri, dünya ekonomisinin yapısal değişiklikler geçirmesine de neden oldu. Buhran, devlet müdahalesinin ve sosyal refah politikalarının artmasına yol açtı ve birçok ülke, ekonomik krizlerle başa çıkmak için daha kapsamlı bir kamu sektörü ve sosyal güvenlik ağı oluşturdu.
Sonuç olarak, Büyük Buhran, dünya çapında uzun süren bir ekonomik krize işaret eder. 1929'da başlayan ve 1930'ların ortalarına kadar devam eden bu dönemde, işsizlik, yoksulluk ve ekonomik belirsizlik dünya genelinde yaygın hale geldi. Ancak, bu dönem aynı zamanda devlet müdahalesinin ve sosyal refah politikalarının artmasına da yol açtı ve birçok ülke, ekonomik krizlerle başa çıkmak için daha kapsamlı bir kamu sektörü ve sosyal güvenlik ağı oluşturdu.
Büyük Buhran, 1929'dan 1930'lara kadar süren ve tarihin en kötü ekonomik çöküşlerinden biri olarak kabul edilen bir dönemdir. Bu dönem, ABD'deki hisse senedi piyasasının çöküşüyle başladı ve dünya çapında ekonomik krize yol açtı. Büyük Buhran, işsizlik oranlarının artması, üretimin düşmesi, banka iflasları ve genel ekonomik belirsizlik gibi pek çok olumsuz etkiye sahipti.
Büyük Buhran, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen ekonomik durgunluk dönemini takip etti. 1920'ler boyunca, Amerika Birleşik Devletleri'nde ekonomi hızla büyüdü ve hisse senedi fiyatları hızla arttı. Ancak, bu büyüme ve refah dönemi, dengesizliklere ve spekülasyona dayanıyordu. 1929'da, 24 Ekim'de, "Kara Perşembe" olarak bilinen olayla, New York Borsası'nda hisse senedi fiyatları çakıldı. Bu, Büyük Buhran'ın resmi başlangıcı olarak kabul edilir.
Büyük Buhran, sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı etkiledi. ABD'deki ekonomik çöküş, diğer ülkelerle ticaret yapmayı da olumsuz etkiledi ve dünya çapında işsizlik oranlarının artmasına neden oldu. Büyük Buhran'ın etkileri, ekonomik sistemdeki çöküşün yanı sıra sosyal ve politik alanlarda da hissedildi. Bu dönemde işsizlik, yoksulluk ve çaresizlik arttı ve bu da toplumlar arasında gerilimlere ve çatışmalara yol açtı.
Büyük Buhran Ne Kadar Sürdü?
Büyük Buhran, resmi olarak 1929'da başlasa da etkileri uzun süre devam etti. Buhran, 1930'ların ortalarına kadar sürdü ve bazı ülkeler için 1940'lara kadar devam etti. Bu dönem boyunca, dünya çapındaki ekonomilerin toparlanması zaman aldı ve bu süre zarfında birçok ülke çeşitli ekonomik ve politik politikaları denedi.
Büyük Buhran'ın ABD'deki etkileri özellikle derindi. İşsizlik oranları %25'e kadar çıktı ve binlerce banka iflas etti. Başkan Franklin D. Roosevelt'in Yeni Anlaşma olarak bilinen reform programıyla başlatılan bir dizi ekonomik müdahale ve sosyal reform, ekonominin toparlanmasına yardımcı oldu ve ABD'yi Büyük Buhran'ın etkilerinden kurtardı. Ancak, toparlanma süreci uzun sürdü ve ABD ekonomisi 1930'ların sonlarına kadar tam olarak iyileşmedi.
Diğer ülkelerde de Büyük Buhran'ın etkileri uzun süre hissedildi. Bazı ülkeler, korumacı ticaret politikaları benimseyerek ekonomilerini korumaya çalıştılar, ancak bu politikalar uluslararası ticareti daralttı ve küresel ekonomik toparlanmayı engelledi. Diğerleri, kamu harcamalarını artırarak ve sosyal reformlar yaparak ekonomik toparlanma sürecini hızlandırmaya çalıştılar.
Büyük Buhran'ın etkileri, dünya ekonomisinin yapısal değişiklikler geçirmesine de neden oldu. Buhran, devlet müdahalesinin ve sosyal refah politikalarının artmasına yol açtı ve birçok ülke, ekonomik krizlerle başa çıkmak için daha kapsamlı bir kamu sektörü ve sosyal güvenlik ağı oluşturdu.
Sonuç olarak, Büyük Buhran, dünya çapında uzun süren bir ekonomik krize işaret eder. 1929'da başlayan ve 1930'ların ortalarına kadar devam eden bu dönemde, işsizlik, yoksulluk ve ekonomik belirsizlik dünya genelinde yaygın hale geldi. Ancak, bu dönem aynı zamanda devlet müdahalesinin ve sosyal refah politikalarının artmasına da yol açtı ve birçok ülke, ekonomik krizlerle başa çıkmak için daha kapsamlı bir kamu sektörü ve sosyal güvenlik ağı oluşturdu.